İstanbul Eyüp’te 5. sınıfta okuyan kızları N.D’nin zorunlu din dersinden muaf tutulmasını isteyen bir anne-baba, önce 23 Ocak günü okula yazılı dilekçe ile başvuruda bulundu. Okuldan olumsuz dönüş yapılmasının ardından veli çift, 20 Şubat’ta dava açtı.
İstanbul 10. İdare Mahkemesi açılan davayı sonuçlandırdı. Hürriyet’in haberine göre; başvuruda N.D’nin inançlarına aykırı bir ders nedeniyle psikolojik travmalar yaşadığı, içsel çatışmalar nedeniyle dersi anlamakta zorlandığı, sınıfta kalma riski olduğu bu tüm bu durumun hukuka aykırı olduğu belirtildi.
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ise savunmasında uygulamanın hukuka uygun olduğunu ileri sürüp bir de kamu yararı savunusunda bulundu.
“İçerik nesnel ve çoğulcu olmalı, ayrım ve eşitsizlik olmamalı”
Mahkeme ise oybirliği ile bu biçimde bir zorunlu din dersinin hukuka aykırı olduğunu belirtti. Kararda şöyle denildi: “Anayasa’nın 24. maddesine göre din kültürü ve ahlak öğretiminin ilk ve ortaöğretiim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında olduğu kuşkusuzdur. Ancak, bu öğretimin Anayasanın öngördüğü amaca uygun bir müfredatla verilmesi gerektiği, içeriğinin nesnel ve çoğulcu olması, kişinin dininin bir ayrım ve eşitsizlik unsuru olarak kullanılmaması ve devletin dinler karşısında tarafsız kalarak, bütün dinsel inançları eşdeğer görmesi gerekmektedir. Öğretimde uygulanan müfredatın belirli bir din anlayışını esas alması durumunda bunun ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ dersi olarak kabul edilemeyeceği ve ‘din eğitimi’ halini alacağı açıktır.”
“Karar bir ilk ve sevindirici”
Kararı değerlendiren ailenin avukatı Tuba Torun ise şunları kaydetti: “Verilen karar temel insan hakları adına sevindirici. Zira, hem Anayasa’nın 24. maddesi mahkemeden kritik zorunlu din dersi kararı hem de AİHS’nin 9. maddesi bir temel insan hakkı olan din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına almakta olup, eğitimde din dersi zorunluluğu bu hakları zedelemektedir. Her ne kadar daha önce bu hususta verilen kararlar var ise de, ateist bir öğrencinin zorunlu din dersinden muafiyet talebine ilişkin İstanbul Mahkemeleri tarafından verilen ilk karar olması önemli bir gelişme.”
Sendika.Org