-
Hayat, kafasına vura vura, kitaplara sığmayacak kadar çok şey öğretiyor insana.
-
Kenan Çığır, kadına yönelik şiddet merkezinde kurguladığı bu romanla, çok önemli bir toplumsal görevi üstlenir. Harika ve Selda üzerinden, şiddet gören bütün kadınlara ses olur. Okuyucularına bu kadınların sessiz çığlıklarını duyurur.
-
Ezilen bütün kız çocuklarının arkasında köle olmayı kabullenmiş bir anne yer alıyor.
-
İnadına kan kırmızı açıyor çiçeklerim. İnadına seyirci kalıyor sevdiklerim.
-
Biri alabildiğine cimri, diğeri alabildiğine bencil… Bakalım hangisi baskın çıkacak?
-
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Ama onuncusuna muhtar olur. Türk Tabipler Birliği, işte böyle muhtar oldu kamuoyunun gönlüne.
-
Belki de kurduğumuz toplumsal hayat çökmüştür. İyiyle kötüyü ayıramaz hale gelmiştir zamanla. Mağara devri ilkelliğine dönmemiz gereklidir yeniden başlayabilmek için.
-
Kuleler üzülemez, kızamaz, düşünemez mi sanırısınız?
-
Çinliler her zaman yaptıkları gibi yarasa yediler. Ama bu yarasa, eskiden yedikleri yarasa değildi. Çünkü bitkilerin ve hayvanların genetiği ile oynayarak doğadaki besin zincirine zararlı maddeler gönderdik. Ve bu maddeler dönüp dolaşıp soframıza kadar ulaştı.
-
“İç sesim haklıydı; kendimiz ve çevremiz için yarattığımız kutsallar, tabular, vazgeçilmez saplantılarımız, sonumuz oluyordu ve kendi canavarımızı kendimiz yaratıyorduk.”