ŞİNASİ DİKMEN
Son günlerde Türkiye-Almanya ilişkileri iyice köpürmeye başladı. Fokur fokur kaynıyor iki taraf da. Görebildiğim kadarıyla Almanya tarafı daha sakin. Belki de ellerinde Full As var, karşı tarafın-yani Türkiye‘nin elinde 4 tane 7‘li olmadığını tahmin ettiklerinden hareketleri orantılı. “Aman boş verin istediğini söylesin, elimizdeki Full As‘i geçemez“ diyorlar galiba. Poker oynayanlar poker oyununun bu kaidelerini bilirler. Elinde Full As, yani 3 tane As ve iki tane onlu ya da iki tane iki papaz varsa onu yanlız kare, yani 4 yedili, 4 sekizli, dört dame geçer.
Türkiye blöf mü yapıyor ya da Türkiye, Almanya‘nın elinde Full As olduğunu bilmiyor mu? Oyunun içinde hepsi var.
Türkiye‘nin elini en kuvvetlendirici 3 milyonun Almanya‘da yaşaması. Ama aynı kozları Almanya da oynuyor, “elimde 3 milyon Türk var“ diyor. Gereğinde bu 3 milyonu kullanırım. Almanya‘nın bu 3 milyonu nasıl kullanacağını şimdilik bilmiyoruz.
Diyelim ki Türkiye Almanya‘ya daha fazla saldırdı. “Almanya‘da faşizm hala geçerli“ dedi. Buna kızan Almanya; “O zaman biz de yanlız oturma müsaadesi olan, Erdoğan‘a evet diyen 1 milyon Türk‘ü ‚Non Grate Person‘ yani ‚istenmeyen insan‘ ilan ediyoruz ve kendilerine 48 saat zaman veriyoruz ülkemizi terketmek için“ derse Türkiye ve Türkler ne yapar? Yoksa çağımızın Almanyası‘nın mahkemelerinin Alman hükümetinin böyle bir kararına evet demiyeceğinden mi yola çıkıyor Türkiye, – ki benim 45 yıllık Almanya denemem Alman mahkemelerinin böyle bir hükümet kararına evet demiyecekleridir- ?. Bunun dışında Alman toplumunun en azından % 60‘inden fazlası da bu karara karşı koyacaktır. Yani Almanya faşist bir ülke değildir ya da Almanya gibi bir ülkenin hükümetinin, böyle bir hıyarlık yapmayacağını mı tahmin ediyor Türkiye ve buna rağmen Almanya‘yı faşistlikle suçluyor?
Evet Almanya‘da yabancı düşmanlığı öyle küçümsenecek gibi değil. Özellikle Türklere ve Müslümanlara saldırılar 10 insanın öldürülmelerine kadar gitti. 10 insan yanlız yabancı oldukları için öldürüldüler. Ama buna Alman mahkemeleri hesap soruyorlar. Alman intellektuelleri, Alman sanatçıları, Alman düşünürleri, Alman demokratik partileri ve Alman toplumunun- yapılan bir araştırmaya göre – % 68‘i karşı çıkıyor. Demek ki Almanya toplum olarak faşizmden çooooook uzak.
Peki Türkiye‘den gelen evet yanlılarının Almanya‘da konusmalarının yasaklandığı bu devirde- ki sevgili Face‘ci dostlarım benim bu yasaklara karşı olduğumu bilirler- Almanya daki evet yanlıları bu yasakları protesto etmek için toplu olarak Almanya‘yı terketmek isterlerse ne olur? Bundan hangi taraf daha çok zarar görür.
Ya da Almanya‘da konuşmaları yasaklananlar, burdaki Türklerden, faşist olarak tanımladıkları Almanya‘yı terketmelerini isterlerse, kaç evet yanlısı Almanya‘yı terkeder? Unutmayın, burda en az kalanımızın çocukları burda doğdu, burda okula gidiyorlar, burda ev satın aldık, burda dükkan açtğk, burda Alman‘dan kız aldık, burda Alman‘a kız verdik… Biz buralıyız yani. Face‘ci dostlarımın tahminlerini çok merak ediyorum. Kaç evet diyen kardeşlerimiz, arkadaşlarımız, akrabalarımız, tanıdıklarımız, görüştüklerimiz Almanya‘yı terk eder?
Benim tahminime göre binde bir olmayacaktır geri dönen.
Biz bu ülkenin, yani Almanya‘nın insanıyız. Türk olarak, Müslüman olarak. Torunlarımız bu ülkede büyüyecekler. Bu ülke bizim ülkemiz. Bu ülke faşist değil. Faşist olan bir ülkede ben yaşayamam. Bir sanatçı olarak o ülkede nefes alamam. Boğulurum. Onun için bu ülkeye sahip çıkıyorum. Türkiye‘den geliyorum ben. Samsun‘un Ladik kazasının Çakırgümüş köyünden. Almanya‘ya o köyü unutmadan geldim. Unutmayacağım da. Onun için Türkiye‘nin demokratik kalmasını istiyorum. Parlamenter bir demokrasi. Onu istiyorum ve onun için bu Referandumda HAYIR diyeceğim.
Saygılarımla (6 Mart 2017)
2‘nci yazı- Türkler faşist Almanya‘yı terk etsinler mi?