8.5 C
Almanya
Perşembe, Mart 28, 2024

TGD: Türk toplumu haklarına sahip çıkmalı

Almanya Türk Toplumu TGD, yeni yıl mesajında dünyadaki gelişmelerin kaygı verici boyutta olduğunu belirtti. Eş Genel Başkan Atila Karabörklü imzasıyla yayınlanan mesajda, “Almanya`da ırkçı NSU terörünün devlet içerisindeki ayağı ve hükümetlerdeki siyasi uzantıları ne yazık ki aydınlığa kavuşturulamamıştır. Özellikle Türkiye ve Almanya arasındaki yaşanan siyasi gerginlik, başta Türk ve müslümanlara karşı olmak üzere, genel anlamda ırkçı, yabancı düşmanlığı ve antisemitist eylemlerin ve bu doğrultuda güçlenen AfD gibi siyasi hareketlerin büyümesine temel oluşturmaktadır” denildi. TGD mesajında Türk toplumuna Almanya`dan ve Türkiye`den doğan demokratik ve yasal haklarını takip etme ve Atatürk önderliğindeki Türkiye Cumhuriyeti`nin birikim ve kazanımlarına sahip çıkma çağrısı yaptı.

Almanya Türk Toplumu’nun yeni yıl mesajı şöyle:

Sorunları ve güzellikleri ile 2017 yılını hep beraber geride bırakıyoruz. Başta yaşadığımız ülke Almanya olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinde, gönül bağımızla bağlı olduğumuz Türkiye ve tüm dünya genelinde hepimizi büyük endişelere sürükleyen siyasi gelişmelerle karşı karşıyayız. Bu kaygı verici gelişmeler 2. dünya savaşı sonrasında küresel, bölgesel ve ulusal alanlarda şimdiye kadar hiç bu kadar derin belirsizlikler ortaya çıkarmamıştır. Bu gelişmelerin sonuçları olarak Ortadoğudaki sürdürülen vekalet savaşları yüzbinlerce insanın ölümüne milyonlarca insanın ülkelerini terk edip başka ülkelere sığınmalarına neden olmuştur. Bu savaşlar ve siyasi sonrunlar büyük ölçüde devam etmektedir ve sonuçları açısından bir insanlık dramı haline dönüşmüştür. Yerküremiz üzerindeki kuzey ve güney ülkeleri arasındaki ekonomik derin uçurum, yeni büyük siyasi sorunları ve bunun sonucunda oluşacak olan yeni göç dalgalarını tetiklemeye gebedir. Uluslararası alanda kendini gösteren ve birçok ülkenin içerisinde bulunduğu başta gelir dağılımındaki adaletsizlikler, hukuk, yargı bağımsızlığı, demokratik kültür ve demokratik sistem, basın, ifade ve düşünce özgürlüğü alanlarında büyük eksiklikler küresel, bölgesel ve ulusal barışı kırılgan hale getiren en büyük etkenler olarak karşımızda durmaktadır. Bu temel sorunların çözümüne yönelik ulusal düzeyde ve uluslar arası alanda kafa yormak, çözüm önerileri sunmak ve somut adımların atılması yerine, ne yazık ki populist söylemlerle yeni düşmanlar yaratılmakta, böylece bu temel sorunların üzeri perdelenerek örtülmek istenmektedir.

Almanya`da ırkçı NSU terörünün devlet içerisindeki ayağı ve hükümetlerdeki siyasi uzantıları ne yazık ki aydınlığa kavuşturulamamıştır. Özellikle Türkiye ve Almanya arasındaki yaşanan siyasi gerginlik, başta Türk ve müslümanlara karşı olmak üzere, genel anlamda ırkçı, yabancı düşmanlığı ve antisemitist eylemlerin ve bu doğrultuda güçlenen AfD gibi siyasi hareketlerin büyümesine temel oluşturmaktadır. Türkiye ve Almanya`nın tarihsel olarak ekonomik kalkınmasında, siyasi, sosyal, ticari ve kültürel ilişkilerinde çok önemli bir rol oynayan Almanya`daki Türk toplumu, bugün itibari ile geride bıraktığı yarım yüzyılı aşkın göç tarihinin en büyük sorunları ile karşı karşıyadır. Bu sorunların büyük bir kısmı Almanya merkezli olmasına karşın, ne yazık ki diğer önemli kısmı Türkiye merkezlidir. Bu bağlamda Türkiye`deki siyasal ayrışma, demokraside yaşadığımız büyük sorunlar, yargı ve hukuk devleti alanındaki büyük eksiklerin yarattığı derin dalgalar Avrupa kıyılarına çok sert vurmakta, başta 3,5 milyonu Almanya’da olmak üzere Avrupa genelinde yaşayan 5,7 milyon civarında insanımızı kendi içerisinde ve yaşadığı ülkelerde büyük sorunlarla karşı karşıya bırakmaktadır.

Türkiye, Almanya ve Avrupa’daki siyasi gelişmeleri partiler üstü bir bakışla yakından izleyen bağımsız bir Türk sivil toplum çatı kuruluşu olan Almanya Türk Toplumu, tüm bu gelişmelerden büyük kaygı duymaktadır. Bu doğrultuda bir sivil toplum kuruluşu olarak daha önceleri hükümetin denetim ve gözetiminde gelişen yurt içinde ve dışında FETO yapılanmasının sonuçları olan başta Ergenokon, Balyoz veya Istanbul ve Izmir Casusluk gibi kumpas davalar olmak üzere, en son hain 15 Temmuz darbe girişimi gibi konularda, birçok duyarlı diğer sivil toplum kuruluşu gibi dönemin sorumlu hükümetlerine karşı yurt dışından açıkca uyarılarda bulunulmuştu. Ne acıdır ki, bu uyarılar dikkat alınmadığı gibi, bu uyarıları yapanlar o dönemlerde hükümet ve yandaşları tarafından düşman ilan edilmişlerdi. Bütün bunlardan ders çıkartılarak toplumsal uzlaşmayı sağlamak, hukuk devletini ve bağımsız yargıyı güçlendirmek, demokratik kültür ve demokratik sistemi yeniden inşa etmek, basın ve fikir özgürlüğünü yasal olarak güvence altına almak yerine, aksine OHAL koşulları çerçevesinde parlamento ve sivil toplumun dahil edilmediği KHK`ler yolu ile tüm bu alanlarda totatliter bir sisteme doğru evrilen kararlar alınmakta ve tüm eleştirilere rağmen bu kararlar uygulamaktadır. Tüm bu olumsuz ve son derece kaygı verici gelişmeler Almanya`daki Türk toplumunu ayrıştırarak savunmasız bırakmakta, haklı olduğu taleplerinde bunlar bir beton duvar gibi karşına dikilmekte ve yol alınmasına engel oluşturmaktadır. Tüm bu gelişmelere rağmen Almanya Türk Toplumu üzerine düşen sorumlu çizgisini devam ettirecek, bundan önce olduğu gibi bundan sonrada Türkiye ve Almanya merkezli parti politikalarından uzak kalarak Almanya`da yaşayan 3,5 milyon insanımızın çıkarlarına dönük, bağımsız , ilkeli ve partiler üstü tutumunu devam ettirecektir. Bu bağlamda bir sivil toplum kuruluşu olarak birtarftan Alman diğer taraftan Türk hükümetlerine yönelik açık uyarıları kararlı bir şekilde sürdürmeyi kendimiz için bir varlık nedeni olarak görmekteyiz.

Almanya Türk Toplumu olarak toplumumuzu Almanya`dan ve Türkiye`den doğan demokratik ve yasal haklarını takip etmeye ve Atatürk önderliğindeki Türkiye Cumhuriyeti`nin birikim ve kazanımlarına sahip çıkmaya yönelik çağrımızı yeniliyoruz. Tüm olumsuz koşullara rağmen birlik ve beraberlik, demokrasi, hukuk, insan hakları ve basın ve ifade özgürlüğü temelinde birbirimize sahip çıkmanın, geleceğimiz açısından ne kadar önemli olduğunu özellikle tekrar vurgulamak istiyoruz. Yukarıda değinilen ortak değerler etrafında kenetlenmek bizleri bir taraftan Almanya`da çok güçlü kılacak, diğer taraftan Türkiye`nin çağdaş değerlerine büyük katkı sağlayacaktır. Bu değerler etrafında kenetlenme ayrıca toplumumuzu Almanya ve Türkiye arasında barışa dönük güçlü bir köprü görevini layıkıyla yerine getirmesine temel oluşturacaktır. Bu anlamda yeni yılınızı kutluyor herkese barış, sağlık, huzur ve güven dolu bir gelecek diliyoruz.

Almanya Türk Toplumu Yönetim Kurulu adına

Atila Karabörklü
Eş Genel Başkan

Son Haberler

İlgili Haberler