Merhaba,
“Bu elinizde tuttuğunuz kitap aslında yazılmadı, zamanla kendi kendini oluşturdu. Kurgu yok, farz edelimtüründen uyarlanmış karakterler yok, canlandırma ya da önceden ısmarlama olaylar hiç yok. Her şey tamamen birebir yaşadığım deneyimlerimden akıp döküldü kağıdın üzerine. Bir annenin dönüşüm hikayesi keyifle okuyacaksınız” diyor Selen BARANOĞLU, “Basit ve Mutlu Yaşam” kitabının tanıtımında.
Biz yazarımızın yazım hikayesini 5N1Kitap soruları ile kendisinden öğrenme ayrıcalığını yaşıyoruz. Selen BARANOĞLU’na samimi cevapları için teşekkür ediyorum.
“Ümitle açılıp, kazançla kapanan kitap iyi bir kitaptır” cümlesini sizlerle paylaşarak iyi okumalar diliyorum. (İlginçtir birebir okumadığımız bir cümlenin gerçek sahibini bilgi kirliliği nedeniyle bulamıyoruz. Bu güzel cümlenin kime ait olduğunu yazarsanız bir eksiğimi daha kapatmış olacağım)
Sevgilerimle,
Arzu DİNÇER
4 Mart 2017
Soruları yanıtlamadan önce kısaca kendinizi ve kaleminizi bizlere hatırlatabilir misiniz?
Selen Baranoğlu: Kısaca ben: 1983, Adana doğumluyum. Profesyonel olarak, 11 yıldır, bir eğitimci ve akademisyenim. Küçükken ya tiyatro sanatçısı ya da öğretmen olmak isterdim hep. Anadolu Öğretmen Lisesi mezuniyetim sonrası, ODTÜ Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği’ ne girdim. 2005’deki mezuniyetimin akabinde evlendim ve yine ODTÜ’de İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde yüksek lisansımı tamamladım. Edebiyatta yüksek lisans yapmak benim için, yaşadığım en keyifli süreçlerden biriydi. Her gün ders niyetine, onlarca değerli yazarın eserlerini okumak, yorumlamak ve tartışmak müthiş zevkliydi. Yüksek lisans tezimin kabul edildiğini öğrendiğim gün, hamile olduğumu da öğrendim. Oğlum 4 yaşına geldiğinde ise, tam doktora çalışmalarına başlayacakken, hayatımıza yine, yeniden bir can’ın gireceğini öğrendim. Şimdi, biri 3 diğeri 8 yaşlarında iki tane oğlum var. Hayatı, okuyarak, eğlenerek, bir şeylere değer katarak ve en önemlisi de keyif alarak yaşamak için çabalıyorum.
Basit ve Mutlu Yaşam / Bir Annenin Dönüşüm Hikayesi basılı ilk kitabım. 2017 Ocak ayının ortasında okurla buluştu ilk kez. Kendi hikayemi, anneliğimle birlikte değişen hayata bakış açımı ve hayatı kolaylaştırmak üzerine pratik önerilerimi anlattığım kitabımla aynı isimde bir de blog’um var. Orada da bana ilham veren şeyler üzerine yazılar yazıp yayınlıyorum. Aynı zamanda Yedi Yetmiş dergide çocuklar için bir şeyler üretmek ve bundan keyif almak üzerine yazılar yazıyorum. Bunların dışında da gerek basılı gerek online medyada çeşitli mecralarda ve Instagram hesabım @basitvemutluyasam ‘da yazılar yazıp, fikirler vermeye devam ediyorum.
Ne zaman
Yazmaya ilk ne zaman karar verdiniz, yayınlamayı düşündüğünüz (hazırladığınız) son kitabınız ne zaman yayınlanacak /yayınlandı?
Selen Baranoğlu: Yazmaya karar vererek başlamadım yazmaya. Yazmak benim için, kendimi bildim bileli, içimdekileri bir dışa vurum metodu. İlkokul’ da şiir ve ortaokul’ da öykü yarışmalarında birincilik ödüllerim var. Okul gazetelerine, dergilerine bir şeyler hazırlanacaksa, hep en ön sırada ben olurdum. Bir şeyleri okudukça, yaşadıkça, onlar hep bir şekilde kağıdın üzerine döküldüler. Yani ilkokuldan beri şiir, öykü ve anı biriktiriyorum kağıtların üstüne. Bayılıyorum yazmaya, düşüncelerimin kelimelere dönüşüp kağıtların üzerine akmasına. Ve yazmamı en çok besleyen şey ise kesinlikle okumak.
Şu an üzerinde çalıştığım iki kitabım var. Bir tanesi neredeyse hazır ama öteki benim için yeni bir deneyim olacak tarzda bir kitap. Tamamlanır tamamlanmaz okurla buluşmasını arzu ediyorum. Hedefim ise, birinin bu yıl içinde yayınlanması.
Ne
Kitaplarınızı bize özetleyebileceğiniz cümleler ne olur?
Selen Baranoğlu: Okurla buluşan kitabım Basit ve Mutlu Yaşam’ı ve genel olarak yazdıklarımı ele alacak olursam, salt bir mesaj vermek adına yazmıyorum, ama yazdıklarımın okura bir değer katmasını hedefliyorum. Bu değer ise pekala bir farkındalık olabilir; bakıp da görmediğimiz o kadar çok şey var ki hayatta. Ben, naçizane, kendi penceremdeki görüntüyü sunarken, olabildiğince yalın ve doğal olmaya çalışıyorum yazılarımda çünkü anlaşılır olmayı önemsiyorum. İnsan olarak, her bir bireyin çok değerli olduğunu düşünüyorum ve yazılarımda kişilerin öncelikle bunu görmesini istiyorum. Fakat şiirlerim konusunda, tam bir kapalı kutuyum. Onları şimdilik sadece kendime saklıyorum.
Nerede
Edebiyat dünyasında kendinizi nerede tanımlarsınız?
Selen Baranoğlu: Açıkçası, genel olarak kendimi bir yerlerde tanımlamayı pek sevmiyorum çünkü vardığım ya da varacağım noktadan çok, içinden geçeceğim süreci önemsiyorum. Edebiyat dünyasının da kendi içinde bir yapılanması elbette var, ama ben o sistem içinde popülaritenin tuzaklarına düşmeyen, çevresine ışık tutan, yazdıklarıyla ve düşünceleriyle üretmeye odaklanan ve kendini okurdan üstün görmeyen kesime çok daha yakın duruyorum diyebilirim kesinlikle
Nasıl
Yazar ve okurlar arasında kurulan köprü sizce nasıl olmalı?
Selen Baranoğlu: Ben yazarın ve okurun iki farklı uçta durmasını değil, iç içe geçebilmesini tercih ederim her zaman. Bu yüzden yazılarımda olduğu kadar yaşantımda da okurdan ayrı bir yerde düşünemiyorum kendimi. Samimiyete çok önem veriyorum çünkü samimiyetin yazılarda da karşı tarafa çok doğru geçebildiğini biliyorum. Zaten genel olarak mantığıyla değil, yüreğiyle yazan biriyim. Bu yüzden okurla arama uçurumlar koymayı doğru bulmuyorum. Yazılanları beğenen kadar beğenmeyenlerin de fikirlerini söyleyebilmesine önem veriyorum, ama bir şartla, samimiyet. Benim gösterdiğim samimiyeti, okurdan da ben bekliyorum diyelim. Ve şimdiye kadar bana gelen yorumlardan, mektuplardan öyle bir bağ kurduğuma da inanıyorum.
Neden
Okurlar sizin kitaplarınızı neden okumalı?
Selen Baranoğlu: Bu kitabımda genel olarak hedef kitle kadınlar. Bu yüzden öncelikle kendine ve yaşantısına değer vermek isteyenler ile hayatını kendi önceliklerine göre keyifle geçirmeyi arzulayanlar okumalı. Daha az tüketim ve daha az eşya ile her türlü fazlalıktan kurtulmayı hedefleyenler de okumalı. Kısacası hayatı daha basit ve mutlu yaşamayı gönlüden geçiren tüm kadınlara ulaşmasını arzu ediyorum kitabımın.
Basitvemutluyasam facebook sayfasından alıntı:
Efsane çocuk cümlelerinden biridir “çok sıkıldım”. Hele ki ilkokul çağında, süper hareketli bıcır çocuklar için. Bizim “akşama ne pişirsem” sorusu gibi bir klasiktir bu cümle de. Neyse ben de ile kökten çözüm getirdim. Tahta çubuklara 60 küsür aktivite yazdım, “ne yapsak” kavanozuna koydum. Bir daha sıkıldım dedi mi, çıkarıyorum kavanozu, çek diyorum bir çubuk. Şansına ne çıkarsa, kuzu kuzu kabul ediyor, burun kıvırmıyor, birlikte eğleniyoruz işte. Çok kolay. Masrafsız. Haftasonu da gelmiş, bence iyi gider.
Acaba bunun bir de “akşama ne pişirsek” versiyonunu mu yapsam
İyi fikir ama, kabul et
#basitvemutluyasam #çocuklahayat #neyapsak