5.6 C
Almanya
Cuma, Nisan 19, 2024

‘Pireli şiir lirik ve şarkılar akşamı’

Kadife sesli sanatçı, Ruhi Su’nun öğrencisi Sümeyra ile yazdığı şiirlerle bir döneme damgasını vara Orhan Veli  Frankfurt Şehir Kütüphanesi’nde anılacak. 

Frankfurt Şehir Kütüphanesi’nde  14 Aralık Perşembe günü, saat 19.30’da (Hasengasse 4, Frankfurt) düzenlenen ‘Pireli şiir, lirik ve şarkılar akşamı’ etkinliğinde Erich Kestner Orhan Veli’nin şiirlerini okuyacak. Aysun Kalmik ile Adil Demirtaş da şarkılarıyla katkıda bulunacaklar.

Sümeyra kimdir

İlk ve ortaokulu Ankara ve İstanbul’da okuyan Sümeyra Çakır, Beşiktaş Kız Lisesi’ni bitirdikten sonra girdiği İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka Mimarlık Fakültesi’ni 1969 yılında bitirdi. Üniversiteye devam ederken, aynı zamanda 1966 yılında başladığı İstanbul Belediye Konservatuarı Klasik Batı Müziği Şan Bölümü’nde 1977 yılına kadar eğitim gördü.

Sümeyra Çakır 1975 yılında Ruhi Su ile birlikte Dostlar Korosu’nu kurdu. Birlikte 1977 yılında yaptıkları El Kapıları ve Sabahın Sahibi Var albümleri ve birlikte gerçekleştirdikleri Pir Sultan AbdalKöroğlu ve Türküler konserleri bir sanat olayı haline gelmişti. 1979 yılında, bir süre Türkiye Maden – İş Sendikası’nın korosunu yönetti.

1977’de davetli olarak gittiği İngiltere, Fransa ve İsveç’te konserler verdi. Berlin’de yapılan Nazım Hikmet haftasına katıldı. 1978 yılında Havana XII. Dünya Gençlik Festivali, Atina Akdeniz Ülkeleri Barış Festivali’ne katıldı. 1979’da Batı Berlin Türk İşçi Korosu şefi Tahsin İncirci’nin bestelediği şiirlerden oluşan şarkı ve türküleri okuduğu “Barış, Gurbet Türküleri”adlı uzunçalar Plâne Verlag isimli Alman plak şirketi tarafından yayınlandı ve aynı yıl Sofya’da yapılan Alen-Mak Festivali’ne katıldı. 1980 yılında Doğu Berlin’de yapılan Uluslararası Politik Şarkı Festivali’ne davet edildi. Almanya’da her yıl düzenlenen Türkiye Haftası’na katılmak üzere Berlin Senatosu’nun davetiyle gittiği Berlin’de bulunduğu sırada Enternasyonal Marşı’nı söylediği gerekçesi ile, Türkiye’de hakkında dava açıldı. Bu nedenle 1980 yılından sonra müzik yaşamını yurtdışında devam ettirmek zorunda kaldı. Fransa, İngiltere, İsviçre, Batı ve Doğu Almanya, Küba, Yunanistan ve Bulgaristan’da konserler veren Sümeyra 1981 yılında Tahsin İncirci ve Alman tiyatro sanatçısı Lutz Görner ile birlikte, Nazım Hikmet şiirlerinin Almanca okunduğu “Ich liebe mein Land – Memleketimi Seviyorum” turnesini yaptı. Bu turne sonunda bir uzunçalar plak ve bir kitap ortaya çıktı. Frankfurt Türk Halkevi ve Almanya Sosyal Demokrat Partisi SPD’nin birçok etkinliğinde türkülerini söyledi. 1984 yılında tiyatro sanatçısı Pegy Lukacs ile birlikte “Kadınlarımızın Yüzleri” etkinliğini düzenledi. 1985 yılında Hollanda Lahey’de Kırmızı Karanfil Müzik Festivali’nde çalıp söyledi. 1985 – 87 yılları arasında piyanist Vera Sebastian’la birlikte “Brecht, Eisler, Ruhi Su Türküleri” konserlerini, 1987 yılında Avustralya Sydney Operası’nda “Allı Turnam” konserini ve tiyatro sanatçısı Erich Schaffner ile birlikte 1987 – 89 yılları arasında “Acayipleşti Havalar – Pir Sultan’dan Nazım Hikmet’e Şiirler ve Türküler” konserlerini verdi.

Sümeyra amansız bir hastalıktan kurtulamayıp 5 Şubat 1990’da aramızdan ayrıldı.

Albümleri

  • El Kapıları 1977 İmece Plakçılık (Ruhi Su ile birlikte)
  • Sabahın Sahibi Var 1977 İmece Plakçılık (Ruhi Su ile birlikte)
  • Barış ve Gurbet Türküleri 1979 Plâne Verlag
  • Allı Turnam
  • Gülün Elinden
  • Acayipleşti Havalar
  • Kadınlarımızın Yüzleri
  • Vardar Ovası
  • Süwaré Çuçıkan (Serçelerin Süvarisi)

Orhan Veli Kanık kimdir?

(13 Nisan 1914 – 14 Kasım 1950), daha çok Orhan Veli olarak bilinen Türk şair. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucusu olan Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı. Şair otuz altı yıllık yaşamına şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eser sığdırdı.

Yeni bir zevk ortaya çıkarabilmek için eski olan her şeyden uzak duran Orhan Veli, hece ve aruz ölçülerini kullanmayı reddetti. Kafiyeyi  ilkel;  mecaz,  teşbih,  mübalağa gibi edebi sanatları gereksiz bulduğunu açıkladı. “Geçmiş edebiyatların öğrettiği her şeyi, bütün geleneği atmak” amacıyla yola çıkan Kanık’ın bu arzusu şiirinde kullanabileceği teknik olanakları azaltsa da şair, ele aldığı konular, bahsettiği kişiler ve kullandığı sözcüklerle kendine yeni alanlar oluşturdu. Yalın bir anlatımı benimseyerek şiir dilini konuşma diline yaklaştırdı. 1941 yılında, arkadaşlarıyla birlikte çıkardıkları Garip adlı şiir kitabında bu fikirlerinin örnekleri olan şiirleri yayınlandı ve Garip akımının doğmasına sebep oldu. Bu akım özellikle 1940-1950 yılları arasında Cumhuriyet dönemi şiirinde büyük etki bıraktı. Garip şiiri hem yıkıcı hem de yapıcı özelliği ile Türk şiirinde bir mihenk taşı kabul edilir.

Son Haberler

İlgili Haberler