8.1 C
Almanya
Salı, Nisan 23, 2024

CHP İstanbul, artık ona emanet

Canan Kaftancıoğlu, CHP İstanbul 36. Olağan İl Kongresi’nde resmi sonuçlara göre CHP İstanbul İl Başkanı seçildi.

CHP İstanbul İl Kongresi’nde Canan Kaftancıoğlu ve Cemal Canpolat yarıştı. Kurulan 6 sandıkta 654 delege oy kullandı.

Seçimin resmi olmayan sonuçlarına göre Canan Kaftancıoğlu 325, Cemal Canpolat ise 318 oy aldı. Kaftancıoğlu, 6 oy farkla CHP’nin yeni İstanbul İl Başkanı oldu. CHP’nin tarihinde ilk kez  bir kadın İstanbul’a  il başkanı seçildi.

Kılıçdaroğlu: 1940 Almanyası 2017’nin Türkiyesi ile aynı

Genel kurulda konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin durumunu 1940 Almanyası ile kıyasladı. Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi: “Kuvvetler ayrılığı ilkesini ortadan kaldıran düzene hayır diyoruz. Yargı…İflas eden bir yargı sistemiyle karşı karşıyayız. Dünyanın bütün demokrasilerinde kimin suçlu olup olmadığına hakim karar verir. Ama siyasi otorite bütün gücü elinde topluyorsa suçluyu siyasi otorite belirler. Bugün suçluyu belirleyen Sarayda oturan zevattır. O suçluyu belirliyor arkasından hakim ve savcılar devreye giriyor. 1940’ların Almanyası 2017’nin Türkiye’si aynı.Biz boşuna kilometrelerce yürümedik. Adalet olsa o kadar yol yürünür mü? Adalet isteyen herkes için yürüdük.

Bugün geldiğimizde yerde suçluyu belirleyen sarayda oturan zevattır. Suçluyu o belirliyor arkasından savcılar, hakimler devreye giriyor. 1940’ların Almanyası’nda hangi koşullar varsa bugün Türkiye’de aynı koşullar vardır. Bu düzeni yıkacağız derken, Hitler Almanyası’nı Almanlar nasıl yıktıysa, direnme hakkımızı kullanarak biz de bu düzeni yıkacağız. Biz boşuna kilometrelerce yürümedik. Bu ülke için herkes için yürüdük. Adalet olsa o kadar yolu yürür müydük? Adalet soylu bir kavramdır, üzerinde hepimizin titremesi gerekir. Adaletin olmadığı bir yerde devlet, insan hakları, düşünce özgürlüğü olmaz; kaos, kavga, kargaşa, darbe olur. Adalet bunların hepsini engeller. Hitler’in Almanyası’nda Adalet Müşaviri vardı. Dönemin hakimlerine şunu söylüyor: ‘Vereceğiniz her kararda önce kendinize şunu sorun. Benim yerimde Führer olsa nasıl karar verirdi?’ Bugün Anayasa Mahkemesi kararını tanımayan bazı hakimler, Führer benzeri hareket içindeler. Biliyorum bunu söyledim diye şimdi hemen fezlekeler düzenlenecek, savcılar harekete geçecek. Geçmezseniz namertsiniz siz.”

CANAN KAFTANCIOĞLU KİMDİR?

1972 Ordu doğumlu. İlk, orta ve lise eğitimini Ordu’da tamamladı. 1995 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Sivas Suşehri Devlet Hastahanesi acil biriminde hekim olarak çalıştı. 1997 yılında İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda Adli Tıp ihtisasına başladı. TiHV(Türkiye İnsan Hakları Vakfı) ‘de vaka taraması yaparak “İşkence Olgularının Adli Tıbbi Değerlendirilmesi” isimli teziyle ihtisasını tamamladı. Öğrencilik yıllarından itibaren çeşitli dernek ve demokratik kitle örgütlerinde görev aldı. Toplumsal Bellek Platformu’nun kurulmasında önayak oldu.

Yakın tarihimizde yaşanan faili meçhul bırakılmış cinayetlere dikkat çeken Yalın Ses yayınlarından “Benim Babam Bir Kahramandı” isimli derleme kitabı bulunmaktadır. İletişim yayınlarından Müge Tuzcuoğlu derlemesi “Roboski İstenmeyen Çocuklar” ve Um:Ag yayınlarından Eren Aysan derlemesi “Bir Eflatun Ölüm” isimli kitaplara yazı katkısı sunmuştur. Bilimsel ve sosyal alanlarda yayınlanmış yüzü aşkın makalesi vardır. Birleşik Haziran Hareketi geçici yürütmesinde görev almıştır. Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri düzenleme komitesindedir.

Genel kuruldan önce Birgün gazetesinin sorularını yanıtlayan Kaftancıoğlu, Türkiye’de tek adamlığa son vereceklerini, ülkenin çok sesli, özgür hale geleceğini söyledi. İşte sorular ve İstanbul CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun verdiği yanıtlar:

“İstanbul’u kazanmak için adayım” diyorsunuz. İl Başkanı olursanız, ‘İstanbul’u kazanmak’ için ne gibi çalışmalarınız olacak?

Ben daha önce de söyledim, buradan tekrar edeyim: Ben seçildiğim zaman sadece CHP’nin il başkanı olmayacağım, bütün İstanbul’un il başkanı olacağım. Nerede bir mağduriyet, haksızlık ve hukuksuzluk olursa, biz parti olarak orada olacağız. Haksızlığa karşı çıkacağız. Hukuksuzluğa uğrayanın ideolojisi, inancı ya da etnik kökenine asla bakmayacağız. İstanbul’u kazanmak için de adayım. Ancak bunun için çok çalışmak ve az önce söylediğim perspektiften bakmak lazım. Seçimler bir sonuçtur. Yani birkaç ay kala seçim çalışması yapmak asla yeterli değildir. Biz yarın seçim olacakmış gibi çalışacağız. Partimizin oy alamadığı yerlere gideceğiz. Kapı kapı, sokak sokak çalışacağız. Siyaset kapalı kapılar ardında yapılmaz. Siyaset insanla ve sokakta yapılır. OHAL ve KHK’lar karşısında parti olarak bütün demokratik ve anayasal haklarımızı savunacağız. Vatandaşı asla yalnız bırakmayacağız.

“Tek aday yönetimini sonlandırmak için adayım” gibi ifadeleriniz var. Bu tek aday kısmını biraz daha açabilir misiniz?

CHP’de tek adamlık yoktur. CHP parti içi demokrasiye inanan bir partidir. Bunun sonucunda da son aylarda gördüğünüz üzere, kongrelerimizde adaylar özgürce kendilerini ifade ediyor ve demokratik bir seçim sürecinden geçiyor. Bu da toplumsal tabana daha fazla ulaşmamıza yol açıyor. Kongrelerde adaylığını koyan her bir partilinin tek gayesi önce ülkemizi sonra partimizi daha iyi yerlere getirebilme çabasıdır. Kongrelerde fikir ayrılıkları olabilir. Bunun sonucunca kongrelerde ufak tefek tartışmalar olabilir. Tartışmanın, düşünce özgürlüğünün olmadığı bir yerde demokrasi değil tek adamlık vardır. Bugün OHAL Türkiye’sine bakın. Saray’dan gelen talimat neyse bütün iktidar ve bürokrasi onu yapıyor. Kimse görüşlerini açıklayamıyor. Açıklayan olursa ya gözaltı ya ihraç ya da tehdit ile karşı karşıya kalıyor. İktidar partisinde çok seslilik ve demokrasi var mı? Yok. Bu anlayışı yani kendi demokratik olmayan ve tek adamlık anlayışını Türkiye’ye de aşılamaya çalışıyorlar. Bu kötülüğün panzehiri şu anda demokratik yarış yapabilen ve görüşlerini ifade edebilen, özgürce aday olabilen bizlerin tutumudur. Bu anlayış arttıkça önce CHP iktidar olacak ardından Türkiye yeniden demokrasiye kavuşacaktır. Tek adaylıktan kastım budur. Tek adamlıklara son vereceğiz ve çok sesli, demokratik ve özgür Türkiye’yi kuracağız.

 

“Söylenenleri hayata geçirmek için adayım” diyorsunuz. Bunu biraz daha açar mısınız?

Siyaset sokaktır ve aslında sokak bizatihi siyasetin kendisidir. Ben il başkanı olduktan sonra, zaten bir gezici bir gezi direnişçisi olarak, sokağa inanan bir insan olarak, daha fazla sokakta olacağım. Ben il başkanlığında koltukta oturmaya aday değilim. Kapılı kapılar ardında lobi yaparak siyaset yapacak da değilim. Ben dediğim gibi zora talibim. Bu zor nedir? Kapı kapı çalışacağız. Bir kere uğrayıp bir daha gelmemezlik yapmayacağız. En düşük oy aldığımız yerlerden başlayacağız. Kovulsak da hakarete de uğrasak vazgeçmeyecek ve insanlarımızı kazanacağız.

İl başkanı olmanız, CHP’de neleri değiştirecektir?

İstanbul her çeşit kimlikten, kültürden, inançtan ve sosyo-ekonomik statüden, farklı onlarca renk ve o renklerin kendi içinde binlerce tonuna sahip yaklaşık milyonların yaşadığı bir şehir. Bizler, iktidarın yaratmak istediği; etnik köken, dinsel ve kültürel ayrıştırmalara alet olmayacağız. Renklerin kardeşliğini egemen kılacağız. Demokrasinin eşitlik ilkesinden hareketle örgüt içindeki siyasal öznelerin çoğulcu bir anlayışla yönetime katılması sağlayacağız. İstanbul’da farklı kültür gurupları ve sınıfların birbirinden yalıtılmış olarak değil birbirlerine bağlanarak demokratik bir mücadele vermelerinin öncüsü olacağız. Katılımcı demokrasiden hareketle; muhtarlarımızla, sendikalarla, esnaf temsilcileriyle, meslek odalarıyla ve sivil toplum kurumlarıyla ilişkilerimizi güçlendirip, partimizin yerelde yürüttüğü çalışmalarının içine katacağız. Partimizin yüz akı olan kadınlar ve Kadın Kollarımızla, gençlerimiz ve Gençlik Kollarımızla tam bir uyum ve dayanışma içinde çalışacağız. Gençliği partinin yan gücü değil öz gücü olarak görecek ve hem karar alma süreçlerinde hem de yönetimlerde bir arada çalışacağız. Bu yüzden ben sadece başkanlık seçimi olarak görmüyorum bu konuyu. Ben bir grubun değil bir fikrin adayıyım. Kişiler gelip geçer ama fikirler asla. Fikrimiz iktidara da gelince kardeşlik, barış, eşitlik ve sosyal adalet sağlanacak. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı tarihsel Adalet Yürüyüşü İstanbul’da taçlandı. Bu asla bir son değildi. Genel Başkan’ımızın önderliğinde İstanbul’da, ‘hak hukuk adalet’ mücadelesini sokak sokak sürdürmeye geliyoruz.

birgun.net

Son Haberler

İlgili Haberler