Hessen Türk Toplumu’nun (TG Hessen) yıl sonu şenliğinde Almanya’da yaşayan Türklerin ülkeye büyük artı değer kazandırdıkları, bunun öneminin farkına varmaları gerektiği vurgulandı. Türk toplumunun “Birlikte başarmak, vatanı paylaşmak” (Geminsam schaffen, Heimat teilen) projesinde tecrübelerini yeni gelen göçmen ve mültecilere aktardıkları açıklandı.
Şinasi Dikmen’in kabaresi Die Kaes’de düzenlenen şenliğe katılan Frankfurt Büyükşehir Belediye Başkanı Peter Feldmann da göçmenlerin kente katkısının gurur verdiğini söyledi. TG Hessen’nin “Birlikte başarmak, vatanı paylaşmak” projesinde olduğu gibi göçmenlerin toplumsal katılımını desteklemek ve gönüllülüğün görünür kılınmasını hedefleri arasında olduğunu kaydeden Büyükşehir Belediye Başkanı Feldmann, “Kentimizde hoşgörü ve anlayış var. Yabancı düşmanlığı ve ırkçılığa, herhangi bir ayrımcılığa hoşgörü ve anlayışımız yok. Göçmenlerin, mültecilere tecrübelerini aktarması önemli. Bu bilgiden çok yürek işi. Bazıları yaşadığı zorlukları yeni gelenler yaşamasın istiyor. Bazı göçmen öğrenciler “Benim Almanca notum bir. Mülteci çocuklara nasıl yardım edebilirim. Ailemin yaşadıkları tekrarlansın istemiyorum. Beş yaşında sorumluluk alıp ailenin tercümanı olmuştum. Ben Frankfurtluyum, Türküm, Almanım, gururluyum” diyor. Bu çok güçlü bir olgu. 50 kadar gönüllüye eğitim verdiniz. Ayrıca 23 Nisan’da Çocuk Bayramı‘nı kutluyorsunuz. Bu bayramda Frankfurtlu çocuklar büroma akın ediyor. Bu etkinlik, benim çocuklarımın da çok hoşuna gidiyor. O gün akranlarıyla biraraya gelmek onları çok sevindiriyor. (Atila Karabörklü’ye dönerek) Siz Almanya Türk Toplumu Eş Genel Başkanı oldunuz. Bu kentimiz için çok güçlü bir sinyaldir. Kutluyorum” diye konuştu.
Düşmanlığa yer yok
Hessen Eyaleti Uyum Bakanlığı Mülteciler Daire Başkanı Stefan Sydow, Türk toplumunun uluslararası politikanın kurbanı olmasını istemediklerini belirtti. Hessen’de toplumun bu ya da öbür tarafı olmadığını kaydeden Sydow konuşmasında “Antisemizim ve İslamofobinin bu toplumda yeri yok. Birlikte yaşam için güçlü bir sinyal vermeliyiz. Biz biriz. Büyük bir gazetenin manşeti, ‘Türk misafir işçiler ne yapıyor’ şeklindeydi. Bu manşete çok kızdım. Elbette hemşerilerimiz konu edinebilir. Ama onları hala misafir olarak görmek doğru değil. Burada kalıcısınız, bu toplumun ayrılmaz bir parçasınız” ifadelerine yer verdi
‘Türk toplumu kendini güvende hissetmeli’
Frankfurt Başkonsolosu Burak Karartı ise Hessen Türk Toplumu’un vizyonu ve faaliyetleri ile Almanya’nın sosyal, kültürel yaşamının ayrılmaz bir parçası haline gelen Türklerin güçlenen lobisi olma yolunda olduğunu söyledi. Üç buçuk milyon Türkün Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerine önemli katkıda bulunduğuna dikkat çeken Başkonsolos Karartı özetle şunları söyledi: “Katkıların her iki ülkenin de yararına olacak şekilde devam etmesi için kendilerini Almanya’da güvende hissetmeleri, ayrımcılık yapıldığı kanaatine kapılmamaları, eşit şansa sahip oldukları düşüncesini yitirmemeleri gerekir. Fırsat eşitliğini gözeten bir eğitim anlayışının, anadilde eğitimin bu duygulara büyük bir katkısının olduğunu söylemek isterim. Göç konusuyla ilgili tartışmaların sağlıklı, yapıcı ve olumlu mecrada ilerlemeli”
Antisemitzm ve Türk düşmanlığına karşı ortak tavır
Hessen Türk Toplumu Başkanı Atila Karabörklü de antisemizm ve Türk düşmanlığına karşı ortak, güçlü bir sinyal vermek gerektiğini söyledi. Almanya’da yaşayan Türk toplumunun artık kalıcı olduğunu, altmış yıllık göç deneyimini çoğunluk toplumuna artı değer olarak geri verdiğini kaydeden Karabörklü, “Türk toplumu, sosyal, kültürel, politik ve iş hayatında edindiği deneyimin değeri, özellikle yeni gelen mülteciler çalışmasında görüldü. Bu yöndeki projelerimiz, mültecilerin buradaki hayata kısa sürede adapte olmaları için iyi bir çalışma oldu. Elliye yakın gönüllü kazandığımız bu çalışmalarla gurur duyuyoruz. Türk toplumu Almanya’nın bir parçasıdır. Artı değer katan bir kesimdir. Bu olguyu hem kendisine hem de Alman kesime aktarmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İki dilli okullar için Büyükelçi ile görüşecek
Frankfurt’a Hessen Türk Toplumu, Diyanet Türk İslam Birliği ve Frankfurt Alevi Kültür Merkezi’nin desteğiyle ‘Dostluk’ adıyla iki dilli yuva kazandıran SPD yanlısı işçi sosyal yardım kuruluşu AWO’nun Başkanı Jürgen Richter, çift dilli kreş ve okulların Almanya’nın dört bir yanında açılması için T. C. Büyükelçiliği ile görüşeceklerini duyurdu. İki dilli İngilizce okullara kimsenin ses çıkarmadığını kaydeden Richter, “Her dil bir zenginliktir. Türkçe neden okullarda okutulmasın. Bir Alman öğrenci neden Türkçe öğrenmesin, yeni bir dünya öğrenmesin. İki dilli yuva, ilkokul ve liseleri Almanya çapında açabiliriz, Berlin’de Büyükelçi ile görüşeceğiz. Biz insani bir şekilde yaşamak istiyoruz” diye konuştu.
‘Burada normlar var’
Yıl sonu şenliğine Hessen Milletvekili Mürvet Öztürk ile Musiad Hessen Başkanı Musa Aydın’ın da aralarında olduğu seçkin davetliler katıldı. Etkinlikte mültecilere destek projesini tanıtan bir yetkilinin “Burası Almanya, burada normlar var. Buraya gelenler bu normlara uymalı” şeklindeki sözleri şaşkınlık yarattı. Yetkilinin ‘Norm’ olarak muhafazar kesimin dillendirdiği ‘Öncü kültür’den (Leitkultur) mi, yoksa çağdaş, demokratik değerlerden mi bahsettiği anlaşılamadı. Şenlikte sanatçı Serkan Çelik türküleriyle Kamil Uslu da gösterisiyle alkışlandılar
