FRANKFURT Haziran Meclisi’nin düzenlediği “Türkiye’nin geleceği” konulu panele katılan Haziran Hareketi Türkiye Meclisi Yürütme Kurulu üyeleri Merdan Yanardağ ile Alper Taş, AKP iktidarının en zayıf döneminde olduğunu, gücünü muhalefetin örgütsüzlüğünden aldığını söylediler. Frankfurt Haziran üyesi İsmail Gökalp yönettiği toplantı büyük ilgi gördü.
Frankfurt Alevi Kültür Merkezi’nde düzenlenen panelde her türlü aracı devlet terörü olarak kullanmaktan çekinmiyen bir iktidarın olduğunu kaydeden Tele1 televizyonu kurucusu Merdan Yanardağ, ülkedeki basının çok büyük bölümünün iktidarın yönergesine girdiğini söyledi. Birgün ile stratejik işbirliği yaptıklarını belirten Yanardağ, “Bizim teslim olmaya, geri çekilmeye niyetimiz yok. Cumhuriyetin yok edilmesine razı değiliz. Cumhuriyet’i kuranların bir kısmı özellikle 1950’den sonra onun mezarını kazmak için yoğun şekilde çalıştılar. Solun Cumhuriyet ile anıları 12 Mart, 12 Eylül’de olduğu gibi iyi değil. Buna rağmen Cumhuriyet’i savunmak da bize düştü. Biz ‘Cumhuriyet’te laiklik mücadelesi demokrasi mücadelesinin eksenini oluşturur’ dediğimizde bize garip şekilde bakıldı. Bu toprakların tarihine sosyalist metotolojiyle bakmak gerek. Düzeltmeye ihtiyaç var. Türkiye’nin dramı şu: Dinin eleştirisi yapılamadı. Laiklik mücadelesi aklın, vicdanın, dinin özgürleşmesidir. Türkiye geçen yüzyıldan daha çok şanslı. Bizi vurdular, idam ettiler. Herbiri en parlak, en donanımlı isimler, kişisel kariyerlerinin hesaplarını yapmak yerine kendilerini ülkesine adadılar. Bu Türkiye için çok önemli bir şanstır” dedi
AKP’yi yenmek mümkün
AKP bir ABD projesi olduğunu savunan Yarardağ şöyle devam etti: “İstanbul’da Çamlıca’daki toplantıları CİA ajanları, ABD’li strateji uzmanlar ve İsraillire katıldı. Bunu kendileri söylediler. AKP tarihinin en zayıf döneminde. İktidara getiren iç ve dış dinamikler köklü biçimde değişti. Bölge jeopolitiğinde, AKP’yi iktidara getiren koşullar tamamen değişti. ABD ve Avrupa Birliği’nin desteği kesildi. Hatta AKP batının karşısına geçti. Elbette batılılardan medet ummuyor, onların Erdoğan’ı devirmelerini beklemiyoruz. Türkiye’deki sermayenin ortak çıkarlarını temsil eden bir parti olmaktan çıktı. Bir fraksiyon partisidir. Cumhuriyetçilerle, Aleviler, Kürtler, cami cemaatinin bir bölümüyle kavgalı. İşçilere, emekçilere sus payı dağıtma imkanı da kalmadı. Türkiye ekonomik kriz sarmalına girmek üzere. 2008’den beri devam eden kriz derinleşiyor. Zarraf davası maymuna çevirmiş durumunda. Yeniden itibar kazanma şansı yok. AKP gücünü, muhalefetin güçsüzlüğünden ve örgütsüzlüğünden alan bir partidir. Biz bu hareketi güçlü, örgütlü, iyi perspektifle donatabilirsek AKP’yi yenmek mümkündür. AKP siyasal ömrünü doldurdu. AKP en zayıf döneminde. Zor kullanması, tarih sahnesinden çekilen bütün güçlerin uygulamasıdır. Yıkılırken yarattığı şiddet ortamıdır” dedi.
Cumhuriyetçilik sol pozisyonu
Batı kültürünün yozlaşmış eğlence kültürü olarak algılandığını kaydeden Merdan Yanardağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Voltair, Marks, Engels, Kafka’dır. Fransız Devrimi’nde yıkılına kilisenin sayısı 12 bin üzerindedir. Batı kültürü ilmin, fennin, aklın, bilimin esas alınması, insanın ve vicdanın özgürleşmesidir. Cumhuriyetçilik artık sol bir pozisyondur. Bizim onunla buluşmayı gerçekleşmemiz gerekir. Haziran Haraketi, laikliliği temel alan Cumhuriyet ile buluşma çizgisinde. Demokrasi mücadelesi, özgürlükçülük bu hattın içindedir”
“İmam Hatipliler de değişir, ben değiştim”
AKP’nin son yıllarda dört kez yenildiğini kaydeden Alper Taş ise Gezi’den sonra da 7 Haziran seçimlerinden sonra da muhalefetin sonunu getiremediğini, 16 Nisan’da YSK darbesini engelleyemediğini belirterek, “Adalet Yürüyüşü’nün Maltepe mitinginin, Adalet Kurultayı’nın arkasını getiremedik. Muhalefet güçlerinin ortak stratejiye ihtiyaçları var. AKP bize sokaktan başka seçenek bırakmıyor. Siyaset sarayın etrafında bir olgu haline geldiAKP’nin karşısına siyasal, kültürel, ekonomik alanda geniş bir ağ örgütlememiz lazım. Sokak yürüyüş ve mitingelerden ibaret değildir. Bunları çok yaptık. Mesele AKP’nin etkilediği kitlelerle içiçe geçmektir. Onların dertlerine derman olmak, onlarla hayatı paylaşmak, içerden konuşmaktır. AKP’liler, İmam Hatipliler değişmez deniyor. Hayır, değişir. Ben değiştim. Müslüman solcu olur. Bal gibi de olur. Biz gidip konuşursak, gözlerini içine bakarsak, başka bir hayatı anlatır, onlarla paylaşırsak olur. Bizim halk meclislerini kurmamız lazım. Biz İslam’a değil, siyasal İslama karşıyız. Biz dindarlara değil, dincilere karşıyız. Biz inançlarla mücadele etmeyiz. O felsefi bir konudur. 15 yıldır iktidardalar, sosyal ve kültürel alanda iktidar olamadılar. Sosyal ve kültürel alanda iktidar olmanın eğitimden geçtiğini AKP iyi biliyor. Bu nedenle eğitim AKP ile mücadelede en önemli mevzidir. Zorunlu imam hatipleşmeyi dayatıyorlar. Cihatı meşrulaştırıyorlar, dini ve dinsel ideolojiyi eğitimin içine taşıyıp evrimi, bilimi dışarıda bırakıyorlar. Biz o birikime sahibimiz. Onlar bir tane okul açıyorsa biz on tane dayanışma dersaneleri, aydınlanma evleri, sanat evleri, kültür, bilim evleri açabilecek birikime sahibiz. Türkiye’yi toplumsal aydınlanma içine taşımamız gerekiyor” dedi.
Ortak adaylar olmalı
Muhalefetin OHAL şartlarında seçime razı olup olmayacağının kararının verilmesi gerektiğini kaydeden Alper Taş, “OHAL’ın kalkması ve seçim güvenliği konusunda politik kampanyayı başlatmamız gerekiyor. Yerel seçimlerde tabandan, yerelden hangi siyasi partiden olursak olalım yerel meclisler üzerinden halkın kamucu, demokrat, katılımcı, emekten yana, özgürlükten, eşitlikten yana aydınlanmadan yana adayları ortak bir program etrafında AKP adaylarının karşısına çıkaracağız. Partilerimizin üzerine ne kadar irade oluşturmak gerekiyorsa o kadar büyük irade oluşturacağız. AKP’nin beton haline getirdikleri kentleri yaşanabilir kentlere dönüştürecek, kentleri halkla birlikte yönetecek iradeyi gösterecek adayları bulacağız. Aklın yolu budur. AKP’yi biz böyle yenebiliriz” diye konuştu. Toplantı dinleyicilerin Yanardağ ve Taş’a yönelttikleri sorularla devam etti. Okurları Merdan Yanardağ’ın kitaplarını imzalatmak için uzun kuyruk oluşturdu.