5.7 C
Almanya
Cuma, Mart 29, 2024

Gezi Direnişi Sekiz Yaşında – Ayşegün Korkmaz

2013 düzenli olarak günlük tuttuğum bir yıldı. Gezi direnişinin bu yıla denk gelmesi benim için büyük şans oldu. Çünkü bu sayede elimde çok iyi bir arşiv oluştu. Direnişin sekizinci yılında Kırmızı Elbiseli Kadın, Siyah Elbiseli Kadın ve Duran Adam fenomenlerinden bahsettiğim günleri sizlerle paylaşmak istedim. Süreci bilmeyenler öğrenmiş olur. Birebir yaşayanların anıları tazelenir.
27 Mayıs
Kendime Not: Bugün İstanbul’da şimdiye dek görülmemiş bir süreç başladı: Gezi Parkı Eylemleri. Sessiz ve derinden… Çok daha büyüklerine gebe… Bu notu 31 Mayıs’ta ilave ediyorum. Tarihe geçecek olan bir sürecin yansımaları defterimde de bulunsun istiyorum.
Taksim’deki Gezi Parkı’nın Asker Ocağı Caddesi’ne bakan duvarında üç metrelik kısım Taksim Yayalaştırma Projesi kapsamında yıkıldı. Birkaç tane ağaç taşınmak üzere yerinden söküldü. Kırk küsür kişilik Taksim Dayanışma grubu parktaki ağaçlara yazdıkları “Gezi Parkı için nöbetteyiz.” pankartıyla eyleme başladı. Ardından çadır kurup parkta sabahladı.
İngiliz The Guardian gazetesi Ceyda Sungur’un akademisyen dostlarından birinin sözleriyle Gezi Parkı olaylarını şöyle anlattı: “Pazartesi günü (27 Mayıs) Polis bize ilk saldırdığında parkta elli kadar kişi vardı. Salı sabahı yine fırtına gibi geldiler. Bizler Salı öğleden sonra gittik. Ceyda ve bazı arkadaşlar ise daha önce varmışlardı Polis saldırısından sonra kendisini bir kanepeye uzanmış bulduk. Kontakt lensleri çıkarmaya çalışıyordu.” The Guardian habere şöyle bir başlık attı: “Türkiye’nin direniş imajı, biber gazı spreyi kırmızı elbiseli kadını yakarken oluştu.”
31 Mayıs
Taksimde polis şiddetinin had safhaya çıktığı söyleniyor. Ama medya bundan çok söz etmiyor. Sadece bir ara BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in kepçenin önünde durup yerlerde sürüklenişini verdiler. Çeşitli illerde tepki eylemleri başladı. İstanbul 6. İdare Mahkemesi, Topçu Kışlası Projesi hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Gezi Parkı eylemlerinin son fenomeni siyah elbiseli bir kadın oldu. Bu kadının polisin sıktığı tazyikli suya karşı kollarını açarak direnmesi günün karesiydi. Siyah elbiseli kadın, polis karşısında sergilediği direngen tavra rağmen, kadınsı zarafetinden ödün vermiyor. Taksim sokaklarında çekilmiş bu fotoğraf, aynı zamanda bir dans gösterisi tadında.
17 Haziran
DİSK ve KESK sendikaları genel greve gittiler. Polis sendikaların saat 16.00’da Taksim’e yürümek istemesine izin vermedi. Görüşmelerin sonucunda yürüyüşten vazgeçildi. Ancak grupların bazıları dağılmadı. Polis bunları güç kullanarak dağıttı. Bazı esnaflar polis müdahalesine yardım etti. Bu arada İstiklal Caddesi’nden yürümek isteyenler de polis müdahalesiyle karşılaştılar.
Gezi Parkı’nda yapılmakta olan polis müdahalesini ünlü yönetmen Fatih Akın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yazdığı açık mektupla protesto etti. Akın, “Vicdanı olanlara sesleniyorum, bu vahşeti durdurun!” dedi. Fatih Akın mektubunu hem Almanca hem de Türkçe kaleme aldı. Alman gazetesi Hamburger Morgenpost’ta yayınlanan mektupta Cumartesi akşamı yeniden başlayan polis şiddetinde yüzlerce kişinin yaralandığı belirtildi.
Ayrıca, yönetmen Fatih Akın, aktris Sibel Kekilli ve bazı Alman sanatçılar, Almanya Başbakanı Angela Merkel’e yazdıkları mektupta da, Türkiye’deki şiddetin sona ermesi için girişimde bulunma çağrısı yaptı ve “Lütfen seyirci kalmayın!” dedi.
İtalyan çizer Paolo Lombardi gezi parkı için bir resim çizdi. Resimde ağaç kovuğunda saklanmış iki çocuk ağacın altında da elinde copla bekleyen bir polis vardı.
Günün en fazla ses getiren olayı Duran Adam eylemi oldu. İsminin Erdem Gündüz olduğu öğrenilen eylemci dün akşam saat 18.00’de Taksim Metro çıkışında hareket etmeden ve konuşmadan beklemeye başladı. Protestoyu sosyal paylaşım sitelerinden gören vatandaşlar destek için Gündüz’ün yanında hareketsizce durdu. Saat gece ikiyi gösterdiği sırada polis, AKM önünde Erdem Gündüz’e destek veren grubu gözaltına aldı. Ara sokaklarda izini kaybettiren Erdem Gündüz: “Ben sadece kendi iç huzursuzluğumu dile getirdim” dedi.
Duran adamdan sonra ortaya duran kadınlar da çıktı. Durmak artık Türkiye’de sessiz bir eylem şekli… Ne denir ki böyle bir durumda. Büyüksün ey halk, duruşun yeter!

Son Haberler

İlgili Haberler