4.4 C
Almanya
Cuma, Nisan 26, 2024

Deniz’e destek verdiler

Frankfurt Tiyatrosu’nda (Schauspielhaus) Türkiye’de yüz gündür tutuklu Deniz Yücel ve diğer gazetecilerle dayanışma için ‘Deniz’i görmek istiyorum’ adıyla okuma düzenlendi.

 

Yaklaşık yediyüz kişinin katıldığı buluşmada gazeteci, Jan Böhmermann, Canan Topçu und Bascha Mika, sunucu Oliver Polak und Baerbel Schaefer ve Carolin Emcke, katılımcılar arasında yer aldılar. Sunucu Baerbel Saefer, “İfade özgürlüğü, tartışılamaz. Yerine getirilmesini istiyoruz” dedi.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı müstehcen şiirin ardından Türkiye ve Almanya arasında siyasi krizin mimarı Jan Böhmermann, Deniz Yücel’in mektuplarını okudu. Deniz Yücel mektuplarında Birgün, Cumhuriyet ve Evrensel’e destek ve abone olunması çağrısını yapıyor. Yücel, abone olmak için Türkçe bilmek gerekmediğini de belirtiyor. Deniz Yücel cezaevinin arka kapısından çıkmak yerine girdiği kapıdan başı dik şekilde çıkmak istediğine vurgu yaparak , hiçbir ülkeye sınırdışı edilmek istemediğinin de altını çiziyor. Jan Böhmermann ilk günden itibaren Deniz Yücel’in serbest bırakılmasını talep etmişti.  İzleyicilerle sosyal bir deney yapmak istediğini belirten Böhmermann buluşmada ‘Düşünceler özgürdür’ adıyla şarkıyı söyledi.

Bağımsız gazeteler desteklenmeli

Dayanışma gününün organizatörlerinden İmran Ayata, Başbakan Merkel’den Türkiye’deki tutuklu gazeteciler için harekete geçmesini istedi Tutuklu gazetecilerin durumuna dikkat çeken çalışmaların devam ettiğini kaydeden İmran Ayata, “Bunlar dayanışma çerçevesinde sembolik işler. Tam bir değişim sürecinin ortasındayız. Basının çalıştırılmaması son ayların gelişmesi değil, yıllardan beri süregelen bir konu. Bunun hükümetlerce gasp edilmesi, örneğin bazı gazetelerin tarihine baktığımızda son derece baskı altında gazetecilik yapmak durumunda kalmaları, ne tür bir anlayışın egemen olduğunu gösteriyor. Bunun nereye varacağını kestirmek hem kolay hem zor. Var olduğumuz nokta çok ağır bir nokta. Çünkü ifade özgürlüğünden, ifade özgürlüğünden tutuklanmış binlerce insan var. Siyasilerin anlayışını yansıtan bir durum. Yazarlar, gazeteciler olarak bizim yapabileceğimiz kamuoyu yaratmak, sembolik bir şey. Bağımsız olan gazetelere abone olmak, maddi katkıda bulunmak, ilanlar vermek gibi sembolik olmayan destekler de sunulabilir” diye konuştu.

 

‘Ahmet Şık’ın eşiyle görüşüyorum’

TAZ redaktörü Doris Akrab da muhatablarının Alman Federal Başbakanı Angela Merkel olduğunu belirterek, Fedarel Hükümet’in Türkiye’deki tutuklu gazeteciler için daha çok çaba göstermesini istediklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kınama, uyarı gibi sözlerden anlamadığını kaydeden Akrab, Deniz’e yardım için Federal Hükümet’in sözün ötesinde çabasının gerektiğini belirtti. Doris Akrab, Alman kamuoyunun Deniz Yücel’in tutuklanmasıyla Türkiye’deki gazetecilerin daha çok gündeme geldiğini ancak ilk baştan beri Ahmet Şık’ın da olduğu gazetecileri yakından takip ettiklerini  ve Ahmet Şık’ın eşiyle görüştüğünü söyledi. Etkinlik 3 Temmuz’da Köln’de tekrarlanacak

Son Haberler

İlgili Haberler