Almanya’nın farklı kentlerinde gazetecilerin tutuklanmasına yönelik tepkiler sürüyor. Tutuklu gazeteci Meşale’nin abisi Hüseyin Tolu, kardeşini sorgulayanların, “Sen Alman ajanısın. Diğerlerini de bir bir alacağız” dediklerini ileri sürdü.
FRANKFURT
Türkiye’de tutuklu gazeteciler için Frankfurt Hauptwache meydanında yapılan mitingte, İstanbul Kartal’da gözaltına alınan, ardından da terör üyesi ve Almanya ajanı olduğu gerekçesiyle tutuklanan gazeteci Meşale ve diğer tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması talep edildi. Meşale’nin Frankfurt’ta üniversiteye gittiği ve bir süre çalıştığı belirtildi. Mitinge Meşale’nin abisi Hüseyin Tolu, halası Silvia Tolu, Hessen Milletvekili Janine Wiessler (Sol Parti) ile tutuklu gazeteci Die Welt muhabiri Deniz Yücel’in kardeşi İlkay Yücel de katıldılar.
Hüseyin Tolu, daha önce de enişteleri Suat Çorlu’nun tututklandığını belirterek, “Ulm doğumlu kardeşim Meşale’nin eşi Suat Türk vatandaşı. Meşale ise Alman pasaportuna sahip. Daha önce Özgür Radyo’da çalışıyordu. Kapatılınca Etkin Haber Ajansı’na geçmişti. Kendisini evinden sabah saatlerinde zorla alıp sorgulayanlar, “Sen Alman ajanısın. Diğerlerini de birer birer alacağız. Abini, akrabalarını, diğer gazetecileri de iyi tanıyoruz” diyorlar. Kardeşim 15 Temmuz’da sokaktaydı. Ankara, Suruç, Beşiktaş ve diğer katliamlarda haber yaptı. Ama öldürülen iki kadının cenazesine katılıp haber yapması suç sayılıyor. Kardeşimin haber yaptığı yerlerde ne tür ajanlık yapılabilir anlamış değiliz. Türkiye, Alman Başkonsolosluğu’nun başvurusuna hala cevap vermedi. Biz haftada bir saat görüşebiliyoruz. Kardeşim asla ajan değildir. Bütün suçlamaları reddediyoruz. Adalet istiyoruz” diye konuştu. Hüseyin Tolu, kardeşi Meşale’nin sorgulama ve tutuklama sürecinin Deniz Yücel ile birebir aynısı olduğunu da söyledi. Meşale’nin ikibuçuk yaşındaki oğlunun yanına verildiği, çocuğun annesiyle birlikte olduğu için sevinçli olduğu belirtildi.
‘Merkel Hükümeti sessiz kalmasın’
Sol Parti Hessen Milletvekili Janine Wiessler ise tutuklu gazeteciler arasında farklı görüşteki Ahmet Tan, Ahmet Şık ile pek çok Özgür Gündem çalışanın olduğuna dikkat çekti. Wiessler “Onlarla da dayanışma içindeyiz. Burada olmamız önemli. Dünyaya bir sinyal göndermek istiyoruz. O insanları unutmadığımız bilinsin. Türkiye’de demokratik hakların ayaklar altına alındığını gözlemliyoruz. Bir devlet kısa sürede diktatörlüğe dönüştürülüyor. Federal Hükemet olan bitene sessiz kalamaz. Almanya açıkca olan bitenin karşısında olduğunu belirtmeli. Bağımız basının yokedilmek istendiği, demokratik hakların ayaklar altına alınmak istendiği, Kürtlere topyekün savaş açıldığı bir ülkeyle silah ticareti yapılamaz. Muhalefetle, tutuklu gazeteci, yazar, sendikacı, akademisyenlerle dayanışma içindeyiz” vurgusu yaptı.
15 Temmuz’dan sonra tavan yaptı
Mitingte yapılan konuşmalarda da “15 Temmuz darbe girişiminden sonra basın ve medya üzerindeki baskıların, KHK’lar ile tavan yaptığı bir süreçten geçiyoruz. Halkın haber alma özgürlüğü engellenmekte, haber kaynakları tek tek kapatılarak, havuz medya ve boyalı basına mahkum ediliyor. 157 yayın organı kapatılıp 160’ın üzerinde gazeteci tutuklandı. Yüzlerci meslekten uzaklaştırıldı. Alman yetkililer, Die Welt muhabiri Deniz Yücel ile birlikte dördü çifte vatandaş, altı Almanya vatandaşının da tutuklular arasında olduğunu belirtiyor. Etkin Haber Ajansı muhabiri, çevirmen Meşale Tolu, Almanya’da yaşadığı yıllarda Sosyalist Kadınlar Birliği üyesi olarak eşitlik ve özgürlük mücadelesinde yer almıştı. Türkiye’de ise bir basın emekçisi olarak çalışıyordu. Onurlu insan yaşamından yana tüm basın emekçilerine özgürlük talep ediyoruz” denildi.
