5.9 C
Almanya
Cuma, Mart 29, 2024

60 yılda ilk kez yürüyemediler

Gürsel Köksal

Almanya‘daki barış hareketinin bu yılki paskalya mesajlarında nükleer silahlar ve iklim felaketlerinin insanlığın varlığını tehdit ettiğini hatırlatıldıktan sonra, „korona krizinin insanlığın sorunlarının sadece uluslararası işbirliği ve dayanışmayla çözülebileceğini gösterdiği“ vurgulandı. Bu arada hükümet çevrelerinden barış hareketine yönelen „korona krizi nedeniyle „taleplerini ertelemesi“ çağrıları da protesto edildi.

Almanya barış hareketi protesto ve taleplerini 60 yıldır ilk kez bu paskalya bayramında sokaklara ve meydanlara taşıyamadı. Yaşanan korona salgına karşı alınan önlemler bu yıl Almanya‘nın dört bir köşesinde paskalya günlerinde toplam 80 kentte gerçekleştirilmesi planlanan yürüyüş ve mitinglerin iptal edilmesine neden oldu.

Ancak savaşsız, nükleer silahlardan arındırılmış, dayanışma içinde bir dünya talepleri, barış hareketinin koordinasyon merkezi „Barış Kooperatifleri Ağı“nın (Netzwerk Friedenskooperative) koordinasyonunda gerçekleştirilen sanal etkinlikler sayesinde yine gündeme getirildi.

GELECEĞİN BARIŞA İHTİYACI VAR!

Sosyal medya platformlarındaki paylaşımlarla geniş kesimlere ulaşan sanal yürüyüşlere, önceki yıllardaki fiziki yürüyüşlerdeki kadar olmasa da büyük bir katılım oldu. Barış hareketinin önde gelen isimlerinin konuşmacı olarak katıldığı sanal konferansları ve barış aktivistlerinin gerçekleştirdiği diğer yaratıcı sanal etkinlikleri binlerce kişi izledi. Yapılan çağrılara uyan binlerce kişi evlerini, bahçelerini, bazıları da parklar gibi kamusal alanları barış hareketinin sembolleriyle, barış çağrılarını içeren pankartlarla süslediler. Bu arada iki kentte toplu yürüyüşe kalkanlar da oldu, ancak sayıları 30-40 civarında kaldı.

Çoğu dernek olarak kurumlaşmış büyük – küçük onlarca barış girişimiyle, sosyalist, komünist, sosyal demokrat parti ve örgütlerin, sendikaların, dini örgütlerin katıldığı „Barış Kooperatifleri Ağı“nın taleplerinin yer aldığı „Geleceğin barışa ihtiyacı var!“ başlıklı duyuru barış hareketinin yanında duran ciddi gazetelerde yayınlandı.

Hem merkezi, hem de çeşitli yerel girişimlerin duyurularında „Silahlanma, iklim değişimi, yoksulluk ve salgınlar gibi küresel sorunları çözebilmek için uluslararası işbirliği, dayanışma ve sivil önlemlere ihtiyacımız var“ denildi.

Barış hareketinin öne çıkan talepler şöyle:

– Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri‘nin tüm dünyada „ateş kes“ çağrısına uyulsun.

– Silahlanmaya yapılan harcamalar çevre koruma, eğitim, sağlık ve emeklilik için daha büyük yatırımlara aktarılsın.

– Almanya‘daki Amerikan üslerindeki atom bombaları kaldırılsın.

– Almanya, Birleşmiş Milletler Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşmasını imzalasın.

– İnsan haklarını çiğneyen ve savaş halinde olan ülkelere silah ihracatı durdurulsun.

– „Defender 2020“ gibi savaş manevralarından vazgeçilsin.

– Alman Ordusu‘nun sınır dışında görevlendirilmesi yerine, uluslararası ihtilafları gidermek için barışçı politikalar ve şiddet dışı araçlar devreye sokulsun.

Sanal yürüyüşlerde dile getirilen taleplerden biri de Yunanistan‘daki kamplarda insanlık dışı koşullarda yaşayan sığınmacıların Almanya‘ya getirilmesiydi. Bu konuyla ilgili çağrılarda, „Salgın dolayısıyla dünyanın çeşitli yerlerinde mahzur kalan onbinlerce Alman turist ülkeye getirilebilirken, Avrupa Birliği sınırındaki sığınmacılar kendi kaderlerine terkedilemez“ denildi.

İLK KEZ 60 YIL ÖNCE YÜRÜMÜŞLERDİ

Almanya‘da bir dönemler yüzbinlerce kişinin katılımıyla paskalya günlerinde gerçekleştirilen barış yürüyüşleri 15 Nisan 1960‘da başladı. Paskalya bayramı öncesindeki „hayırlı cuma“ günü çeşitli kentlerden yürüyüşe başlayan 20-30 kişilik nükleer silah karşıtlarının hedefi Hannover yakınlarındaki Bergen-Hohne NATO Eğitim Üssü‘ydü. NATO birkaç ay önce buraya atom başlığı taşıma kapasitesi olan uzun menzilli füzeler konuçlandırmıştı. „İsa‘nın dirilişi“ni sembolize ettiği için Hıristiyanlığın en büyük bayramı olan paskalya günlerinde gerçekleştirilen eylemlere, kiliseler de destek veriyordu. Paskalya pazartesisi“ne kadar devam eden yürüşün son gününde protestocuların sayısı 1500‘i bulmuştu.

İki yıl önce Büyük Britanya‘daki nükleer silah karşıtlarının hidrojen bombası üretimi hazırlıklarını protesto için paskalya günlerinde gerçekleştirdikleri eylemler böylece Almanya‘ya taşındı.

O tarihten sonra her yıl bayram günlerinde komünistlerden dindar pasifistlere çeşitli kesimlerden aktivistlerin katılımıyla barış eylemleri gerçekleştirildi. Savaş sonrası Almanyasının önde gelen aydınları bu eylemlere bizzat katılarak destek verdi. Başlangıçta nükleer silahların protestosu öne çıkıyordu. Daha sonra hedef „silahlanma“ oldu. 60‘lı yılların ikinci yarısından sonra güçlenen „parlamento dışı muhalefet“ (APO) hareketinin ve öğrenci hareketinin desteğiyle eylemlere katılım kitleselleşti. Vietnam Savaşı‘nın ve Almanya‘daki hükümetin APO hareketine karşı aldığı sert güvenlik önlemlerinin protestosu bir süre paskalya yürüyüşlerinin öne çıkan temaları oldu.

70‘li ve 80‘li yıllardaki protestolarda ise ağırlıkla NATO‘nun sürdürdüğü nükleer silahlanma protesto edildi.

ESKİSİ GİBİ KİTLESEL OLMASA DA

Bir dönem katılımcı sayısının 300 bini aştığı yürüyüşlere katılım zamanla azaldı. Sosyalist Blok‘un çökmesinin ardından eski dinamizmini yitiren paskalya eylemlerine katılım Körfez Savaşı (1991) ve Irak Savaşı (2003) döneminde arttı.

Almanya‘daki göçmen örgütlerinin de aktif olarak katıldığı paskalya yürüyüşleri geçmişteki kitleselliğe artık yakalayamıyor. Ancak yine de dünyanın önde gelen silah ihracatçıları arasında yer alan bu zengin ülkenin gerçek demokrat muhaliflerininin en önemli protesto platformlarından biri olmaya devam ediyor.

Her yıl ülkenin dört bir köşesinde toplanan binlerce insan, savaşlar ve silah ticareti gibi insanlığı karanlığa sürükleyen sorunları gündeme getirmeye, tüm insanlık için barış içinde gerçek demokratik gelecek özlemini, dayanışma çağrılarını sokaklarda, meydanlarda haykırmaya çalışıyorlar.

Bu yıl 60 yıldır ilk kez bunu sokaklarda, meydanlarda haykırarak dile getiremediler.

Ama susulmadı, talepler sanal ortamda da olsa gündeme getirildi.

Ve bu arada „Toplumun militarize edilmesine karşı direniş, uluslararası işbirliği ve dayanışma barış hareketinin bundan sonraki eylemlerinde ve 2021 yılının paskalya yürüyüşünde kararlıkla sürdürülmelidir.“ denilerek, gelecek yılki eylemlerin hedefi de dile getirildi. birgun.net

Son Haberler

İlgili Haberler