10.5 C
Almanya
Cuma, Mart 29, 2024

Artık Troya‘ya layık bir müzemiz var

GÜRSEL KÖKSAL

Çanakkale‘de beş gün önce açılan modern Troya Müzesi‘ni anlatmak üzere Frankfurt Kitap Fuarı‘na gelen Troya Kazıları Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan, bilimsel ve kültürel açısından Troya‘yla ilgili artık çok yeni bir dönemin başladığını söyledi.

Aslan, „tarihi eserlerin kendi çıktığı topraklarda sergilenmesi gerektiği“ ilkesini hatırlarak, Troya‘nın önemine layık bir müzenin açılmasıyla Türkiye‘nin bu konuda çok güçlü bir argümana sahip olduğunu söyledi.

Frankfurt Kitap Fuarı‘ndaki Türkiye Ulusal Standı‘nda gerçekleştirilen toplantıda Türkiye Yayıncıları Birliği eski Başkanı, Yazar Metin Celal‘in yönetimdeki panelde Troya hakkında ayrıntılı bilgiler veren Prof. Aslan, müzenin şu anda dünyanın en önemli kültür müzesi olduğunu söyledi ve „Troya Yılı asıl şimdi başladı“ dedi.

Söyleşi, üzerinde İngilizce „Troya‘nın Evi“ (Home of Troia) yazısının ve Hollywood starı Brad Pitt‘li son Troya filminde rol aldıktan sonra Çanakkale kentine ödünç verilen Troya Atı‘nın resminin yer aldığı büyük bir pano önünde gerçekleştirildi.

Konuya bir uzman derinliğinde hakim olan moderatörün isabetli sorularıyla yürüyen sohbet, İzmir‘li büyük Yunan ozanı Homeros‘un destanlarıyla insanlık tarihine yerleşen „Troya atı“na ilişkin açıklamalarla başladı.

Troya‘daki arkeolojik çalışmalara 30 yıl önce öğrenci olarak katılan ve 2005 yılından sonra da yönetimini üstlenen (önce eşbaşkan, 2013 yılından bu yana da başkan olarak) Prof. Dr. Rüstem Aslan, „2018 Troya Yılı“, Troya‘nın dünü, bugünü, geleceği, halen devam eden kazı çalışmaları ve Troya Müzesi‘ni anlattı.

Aslan, uzun yıllar kaybolduğu sanılan Troya hazinelerinin II. Dünya Savaşı‘ndan sonra götürüldüğü Moskovo Puşkin Müzesi‘nin eski müdürü Irina Antonova‘nın kendisinden bu eserleri isteyen Troya kazılarının efsanevi başkanı Prof. Dr. Manfred Osman Korfmann‘a 1993 yılında, „Tamam bu eserleri geri istiyorsunuz. Diyelim ki verdik. Nereye koyacaksınız? Buna uygun bir müzeniz bile yok“ dediğini anlatan şöyle devam etti:

„Bu sözler hep kulağımızdaydı. Buraya uygun bir müze çok gerekliydi. Almanya‘da gerçekleştirilen çok başarılı ‚Troya, Gerçek ve Düş‘ sergisiden sonra da Prof. Korfmann‘ın en büyük hayali bu müzenin gerçekleştirilmesiydi. Bu arada kendisini kaybettik, ama hayali gerçekleşti.“

Eserlerin dönmesi için etik baskı yapmalıyız

Troya‘dan çıkarılan tarihsel eserler ve hazinelerin yüzde 90‘ının kaçırıldığını ve bunların büyük kısmının dünyanın çeşitli müzelerinde sergilendiğini belirten Prof. Aslan, „Eserler çıktığı topraklarda sergilenmeli ilkesinin gerçekleşmesi için etik baskı“ yapmalıyız.

Kaçırılan eserlerin geri verilmesi talebinin hukuki boyutunun kendileriyle doğrudan ilgili olmadığını vurgulayan Prof. Aslan, Kültür ve Turizm Bakanlığı‘nın Pensilvanya Arkeoloji Müzesi‘yle anlaşması sonucu oradaki eserlerin Troya Müzesi‘nde sergilenmesinin sağlandığını söyledi ve „Pratik kültürel çözümler olabilir. Ortak sergiler yapılabilir“ dedi.

Fransa Devlet Başkanı Macron‘un bu konudaki bir çıkış yaparak, Fransa‘nın sömürgelerinden getirilen tarihi eserlerin bunların asıl sahipleri olan ülkelere geri verilmesi gerektiğini söylediğini hatırlatan Aslan, bu nedenle iyimser olduğunu kaydetti.

2018‘in Troya‘nın UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi‘ne girmesinin 20‘nci yılı olması dolayısıyla ilan edilen „Troya Yılı“ kapsamında gerçekleştirilen faaliyetlere de değinen Aslan, müzesi, ören yeri, arkeoloji köyü, Troya Milli Parkı ve Asos‘a kadar uzanan 120 km‘lik „Troas Yolu“yla bölgenin kültür turizmi açısından dünyanın en çok ilgi çeken turizm merkezleri arasına şimdiden girdiğini vurguladı.

Metin Celal‘ın Homeros destanı, Troya efsanesiyle ilgili tartışmalar ve başta kendi kitapları olmak üzere Troya üzerine yayınlara ilişkin sorularını yanıtlayan Prof. Aslan, bölgede halkın da dahil olduğu „kalıcı kültür turizmi“yle yeni bir dönem başladığını söyledi.

Sohbet, Troya‘nın tüm insanlık, diğer yandan da daha doğrusu Anadolu için önemine, „Troyalılar Türk müydü?“ sorusuna, konunun dünya çapındaki en yetkin uzmanının yanıtlarıyla zenginleşerek sürdü.

Troya‘nın ve hazinelerinin öyküsünün edebiyat dünyası ve bu arada polisiye roman yazarları için de çok zengin bir kaynak olduğunu vurgulayan Metin Celal, Prof. Aslan‘ı İstanbul‘da her yıl dünya çapında polisiye roman yazarların katılımıyla gerçekleştirilen „Kara Hafta Polisiye Festivali“ne konuşmacı olarak davet ettiklerini söyledi.

Türkiye Ulusal Standı’nın açılış toplantısında da Troya konusu ele alınmıştı. Açılışın konuşmacılarından ünlü Tarihçi Bilim Adamı Prof. Dr. İlber Ortaylı, Troya’nın insanlık tarihindeki önenime değinmiş ve tam o sırada eş zamanlı olarak Troya Müzesi’nin açlışının gerçekleştirildiğini vurgulamıştı. Stand’da yer alan büyük Troya panosunun yanındaki raflar da Troya’yla ilgili yayınlara ve 2018 Troya Yılı’na ilişkin broşürler yer alıyordu. Bunlar arasındaki Prof. Rüstem Aslan’ın Türkçe ve İngilizce eserleri şöyle:

Troya – Yeni Başlayanlar İçin (Doğan Kitap, 2018),  Homeros, İlyada ve Troya – Sorularla Alternatif Gezi Rehberi (E Yayınları, 2016), Troya Macerası – çocuklar için (Arkeologos Yayınları, 2013-02), Troy – City of Mythology and Archaeology / UNESCO World Heritage Site (İÇDAŞ Publications, 2018)

 

Troya Müzesi, yaklaşık 70 milyon TL’lik harcamayla tamamlandı. Ören yerindeki teşhir ve tanzim uygulamasının bitmesiyle kazılarda ortaya çıkarılan 2 bin eser müzeye kondu. Projeyle yurt dışında bulunan Troya hazinelerinin bir bölümü de ait olduğu topraklara döndü. Halen yurt dışındaki 7 müzede sergilenen Troya eserlerinin de Türkiye’ye getirilmesi için umut olan müze ziyaretçilerini bekliyor.

Troya hakkında başucu kitabı

Troya, insanlık tarihinin en tanınmış söylencelerine mekân olmuş, belki de dünyanın en önemli antik kentlerinden biri. Ömrünü Troya’ya adamış bir bilim insanı, Prof. Rüstem Aslan konunun Türkiye’deki en önemli uzmanı. Prof. Manfred Osman Korfmann’ın ardından Troya kazılarının sorumluluğunu üstlenen Prof. Rüstem Aslan tarih ve edebiyat meraklıları için bir başucu kitabı kaleme aldı. Yeni Başlayanlar İçin Troya, Homeros’un yaşadığı dünyadan, yazdığı satırlardan, Akhilleus (Aşil), Hektor ve Helena’nın hikâyesine, arkeolojik katmanlardan günümüze uzanan bir içeriğe sahip.

Ozanlar ozanı Homeros’un günümüzden 2700 yıl önce yazıya geçirdiği İlyada Destanı, uğruna pek çok kahramanın öldüğü Troya kenti için verilen mücadeleyi anlatmaktadır. On yıl süren Troya Savaşı, aynı zamanda Doğu’nun Batı’ya; Asya’nın Avrupa’ya karşı verdiği bir savaş olarak da kabul görmüştür. Aradan geçen binyıllar sonrasında Troya Savaşı, alevler içinde yanan bir kentin sembolü olmuştur. Bu savaş, eşi benzeri olmayan öfkeyi, insan yüreğinin dayanamayacağı trajedileri, her şeyi bir anda tersine çeviren hileyi, yok olup giden kentleri ve umutları en etkileyici şekilde anlatmak için bir başlangıç noktasıdır.

30 Yıldır Troya‘da Rüstem Aslan

Rüstem Aslan, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Prehistorya Anabilim Dalı’ndan mezun oldu.

1988 yılında Prof. Dr. M. Osman Korfmann’ın başlattığı yeni dönem Troya kazılarına öğrenci olarak katıldı.

Lisans sonrasında Tübingen Üniversitesi’nde (Almanya) Prof. Korfmann’ın yanında Troya ve Troas konusunda yüksek lisans ve doktora çalışması yaptı.

1988 yılından itibaren Anadolu’nun farklı bölgelerindeki (Tekirdağ, Urfa, Diyarbakır) arkeolojik çalışmalarının yanı sıra, aralıksız bir şekilde Troya kazılarına katıldı.

2005’te Prof. Korfmann’ın ölümü sonrasında Troya kazı eşbaşkanlığını yaptı. 2013 yılından beri Troya kazı başkanlığını yürütmektedir.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nde öğretim üyesi olan Prof. Rüstem Aslan’ın, Troya ve Troas konulu Türkçe, İngilizce, Almanca çok sayıda kitap ve makalesinin yanı sıra, İngilizce ve Almancadan çeviri kitapları da vardır.

Konuyla ilgili biraz daha ayrıntı için Prof. Dr. Rüstem Aslan‘la toplantıdan bir gün önce gerçekleştirdiğimiz söyleşiye göz atabilirsiniz.

Son Haberler

İlgili Haberler