5 C
Almanya
Cumartesi, Nisan 20, 2024

2’ nci YAZI ama tam 2’nci değil

ŞİNASİ DİKMEN

Referandumla ilgili 2’nci yazıyı yazmak isterken, Gaggenau’da patlayan siyasi bombayı okudum. Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın konuşması, Gaggenau Belediyesi tarafından yasaklanmış. Nedeni çok basit; Güvenlik ve park sorunları.
Gaggenau, dünyaca şehir olarak değil, şehrin ismini taşıyan mutfak eşyalarıyla tanınır. Dizaynı güzeldir, fiatı pahalıdır, ama bu pahalı aletlerin de iyi aşçıya ihtiyacı vardır.

1980’li yıllarda bu küçük şehirde iki-ya da üç kez okuma yaptığımı hatırlıyorum. Şehir kütüphanesinde küçük bir salon doluydu. Sonra kabare gurubumuzla, Klag-Bühne isimli sahnede belediye kültür dairesi daveti üzerine oynamıştık.
Şehir güzel miydi hatırlamıyorum. Okuma yapmaya ya da sahne almaya gittiğimiz şehirleri görme olanağımız pek olmuyordu. Arabayla oynayacağın salonun önüne kadar gidiyorsun, sahne dekorunu, sahne elbiseni taşıyor, sahnede tekniği ayarlıyor, oynuyor, otele gidiyor ve ertesi günü şehirden ayrılıyorsun. Çoğu kez, hangi küçük şehirde okuma yapıp yapmadığımı, ya da böyle bir şehirde sahneye çıkıp çıkmadığımı, ikinci kez aynı sahneyi gördüğümde hatırlıyor ve „haaa, biz buraya daha önceden gelmiştik“ diyorum.

Almanya’da küçük şehirler de bağımsız kararlar verebiliyorlar. Belediye sayın Bakanı konuşturmamış. Benim kişisel demokratik anlayışıma sığmıyor bu davranış biçimi. Hiç kimsenin konuşma-görüşme hakkı kısıtlanamaz. Türkiye’den gelen politikacıların genel olarak Almanya’da seçim konuşmaları yapmalarına karşıyım. Benim bu karşı olmamın yasal bir dayanağı yok. Bu yasallık Federal Almanya Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından anlaşarak sağlanmalı. Böyle bir yasallık olmadığı sürece Almanya’ya Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı da gelir, kiralanan herhangi bir salonda ister 50 kişiye, isterse 50 bin kişiye konuşma yapar. Yapmalı, yapabilmeli.

Türkiye de aynı bakan bir sürü toplantı-gösterileri yasaklamasıyla tanınmış birisidir. Ona da böyle bir yasak getirilmesi iyi olmuştur, oh olsun!“ demek, belki insanı biraz rahatlatır ama demokratik bir düşünce değildir. Ben referandumda HAYIR diyen birisiyim, Bakan Bozdağ’a konuşturma yaptırılmasını önleyenleri protesto ediyorum. Bakan Bekir Bozdağ’ı kişisel tanımam, basından takip edebildiğim kadarıyla, bana sempatik gelen birisi değil. Hele Adalat Bakanı olarak yaptıklarını hiç beğenmem. Ama benim demokratik anlayışımda bana sempatik olanlar ve olmayanlar ayırımı yoktur. Belediyenin bahanesi ucuz, anlamsız ve geçersiz bir bahanedir; Çok ziyaretçi gelir de, yollar tıkanır da, bu karar siyasi bir karar değilmiş de…
Bekir Bozdağ’ın demokratik tatbikatlarıyla benim demokratik düşüncem arasında dağlar kadar fark var. Onun için ben Gaggenau belediyesinin verdiği kararı yanlış buluyorum. Sayın Bekir Bozdağ’ın bir sorusu garibime gitti: Bu ne biçim demokrasi? Tamamıyla haklı Sayın Bozdağ. Almanya’da Sayın Bekir Bozdağ’a demokrasi ne kadar lazımsa, Türkiye’de de demokrasi öyle gerekli: Aş ekmek gibi, hava ve su gibi. Onun için Referandumda HAYIR diyorum ya. (3 Mart 2017)

Son Haberler

İlgili Haberler